En son konular
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
.
.
Satürn
1 sayfadaki 1 sayfası
Satürn
Satürn konsantrasyon, kalıcılık, somut sonuçlar, kararlılık, hırs ve verimlilik gezegenidir. Satürn, değerli şeylerin ancak detaylara çok dikkat ederek, azim, bağlılık ve kararlılıkla elde edildiğini öğretir.
Bu görev gezegeni aynı zamanda tedbirli olmayı, gecikmeyi, kısıtlanmayı, eksilmeyi, daralmayı, sorumluluğu, kural ve uygulamaları, acıyı, korkuyu, otoriteyi, disiplini, kontrolü ve yadsımayı yönetir.
Satürn hata arar, hatayı bulduktan sonra problemi çözmek için yerimizden kalkıp harekete geçene kadar o alanlarda baskı uygular. Üzerimizdeki uyuşukluğu atmamızda hiçbir gezegen Satürn kadar etkili olamaz. Satürn, çare bulmamız için acının kaynağına konsantre olmamızı sağlar. Onun derslerini asla görmemezlikten gelemezsiniz. Satürn ciddi, pratik ve gerçekçi olmanın, aynı zamanda ekonomik, tutumlu ve tutucu olmanın değerini öğretir.
Hemen yüzünüzü ekşitmeden önce şunu düşünün: Satürn olmasaydı, hayatta ilerleyemez ve gelişemezdik. Maddi bir dünyada yaşıyoruz ve Satürn bu gerçekle yüzleşmemiz için bizi zorlar. Satürn olmadan hiçbir standart, kontrol, sağduyu ve altyapıya sahip olamazdık – sadece kaos olurdu.
Hayatım boyunca elde ettiğim en büyük başarıların Satürn ziyareti sırasında gerçekleştiğini gördüm. Gördüğüm diğer yıldız haritalarını da değerlendirdiğim zaman, aynı şeyin sizin için de gerçek olması gerektiğini söyleyebilirim. Satürn’ün Güneş’e kavuşum yapması tüm Satürn etkileri içinde en zor olanı olarak kabul edilir. 1995’de Web sitem Astrology Zone’u kurduğum zaman yıldız haritamda aynı etki vardı. Satürn yıldız haritanızda aktif olduğu zaman, başlanılan girişimler çok başarılı olabilir zira çok çalışmaya gönüllüsünüzdür ve yaptığınız işe kendinizi adarsınız. Bu nedenle işinizin gelecekte de devam etmesini sağlayan çok derin ve sağlam temeller atmış olursunuz.
Satürn bizi ensemizden yakalar ve en korktuğumuz şeyle yüzleşmeye zorlar. Satürn yıldız haritanızda belirli bir noktaya dokunduğu zaman, o alanda bir çeşit yavaşlama veya duraksama yaşarız. Satürn soğuk ve buz gibidir. Bu gezegenin aynı zamanda ağır ve kasvetli bir etki getirdiği kabul edilir. Yine de Satürn’ün bu yaptıklarının iyi bir nedeni vardır – dikkatinizi çekmek amacıyla bunları yapar. Satürn öğretici gezegendir ve olgunlaşmamıza yardımcı olur; sabır ve fedakarlığın değerini, aynı zamanda sorumluluk almanın ve güvenilir olmanın gerekliliğini öğretir.
Satürn Oğlak burcunun yöneticisidir. İnsan vücudundaki diş ve kemiklerden, bir şirketin hiyerarşik düzenine, bir gökdelenin çelik konstrüksüyonuna kadar yaşamda hemen hemen her şeyin temel yapısını ve kaynağını yönetir. Bu gezegen geçmişte kalan değerleri yönettiğinden tarihi, sanatsal ve arkeolojik objeleri de kapsar.
Satürn Zodyak’ın çevresini yirmi dokuz senede turlar ve her burçta iki buçuk sene kalır.
Bu görev gezegeni aynı zamanda tedbirli olmayı, gecikmeyi, kısıtlanmayı, eksilmeyi, daralmayı, sorumluluğu, kural ve uygulamaları, acıyı, korkuyu, otoriteyi, disiplini, kontrolü ve yadsımayı yönetir.
Satürn hata arar, hatayı bulduktan sonra problemi çözmek için yerimizden kalkıp harekete geçene kadar o alanlarda baskı uygular. Üzerimizdeki uyuşukluğu atmamızda hiçbir gezegen Satürn kadar etkili olamaz. Satürn, çare bulmamız için acının kaynağına konsantre olmamızı sağlar. Onun derslerini asla görmemezlikten gelemezsiniz. Satürn ciddi, pratik ve gerçekçi olmanın, aynı zamanda ekonomik, tutumlu ve tutucu olmanın değerini öğretir.
Hemen yüzünüzü ekşitmeden önce şunu düşünün: Satürn olmasaydı, hayatta ilerleyemez ve gelişemezdik. Maddi bir dünyada yaşıyoruz ve Satürn bu gerçekle yüzleşmemiz için bizi zorlar. Satürn olmadan hiçbir standart, kontrol, sağduyu ve altyapıya sahip olamazdık – sadece kaos olurdu.
Hayatım boyunca elde ettiğim en büyük başarıların Satürn ziyareti sırasında gerçekleştiğini gördüm. Gördüğüm diğer yıldız haritalarını da değerlendirdiğim zaman, aynı şeyin sizin için de gerçek olması gerektiğini söyleyebilirim. Satürn’ün Güneş’e kavuşum yapması tüm Satürn etkileri içinde en zor olanı olarak kabul edilir. 1995’de Web sitem Astrology Zone’u kurduğum zaman yıldız haritamda aynı etki vardı. Satürn yıldız haritanızda aktif olduğu zaman, başlanılan girişimler çok başarılı olabilir zira çok çalışmaya gönüllüsünüzdür ve yaptığınız işe kendinizi adarsınız. Bu nedenle işinizin gelecekte de devam etmesini sağlayan çok derin ve sağlam temeller atmış olursunuz.
Satürn bizi ensemizden yakalar ve en korktuğumuz şeyle yüzleşmeye zorlar. Satürn yıldız haritanızda belirli bir noktaya dokunduğu zaman, o alanda bir çeşit yavaşlama veya duraksama yaşarız. Satürn soğuk ve buz gibidir. Bu gezegenin aynı zamanda ağır ve kasvetli bir etki getirdiği kabul edilir. Yine de Satürn’ün bu yaptıklarının iyi bir nedeni vardır – dikkatinizi çekmek amacıyla bunları yapar. Satürn öğretici gezegendir ve olgunlaşmamıza yardımcı olur; sabır ve fedakarlığın değerini, aynı zamanda sorumluluk almanın ve güvenilir olmanın gerekliliğini öğretir.
Satürn Oğlak burcunun yöneticisidir. İnsan vücudundaki diş ve kemiklerden, bir şirketin hiyerarşik düzenine, bir gökdelenin çelik konstrüksüyonuna kadar yaşamda hemen hemen her şeyin temel yapısını ve kaynağını yönetir. Bu gezegen geçmişte kalan değerleri yönettiğinden tarihi, sanatsal ve arkeolojik objeleri de kapsar.
Satürn Zodyak’ın çevresini yirmi dokuz senede turlar ve her burçta iki buçuk sene kalır.
Büyük Öğretmen Satürn
En uzaktaki görünür gezegen olarak Satürn kişisel farkındalık ve tecrübenin sınırlarını gösterir. Astrolojik olarak kendi algılarımızın, yeteneklerimizin ve hayatımızın son sınırını belirler, Satürn kişisel iradenin ve kararlılığın hiçbir işe yaramayacağı uç noktayı gösterir. Kefenini giymiş yaşlı adam arketipsel figürü, hazır olalım veya olmayalım, hepimizi bekleyen kaçınılmaz sonu işaret eder. Nihayetinde ölümden öte köy yoktur.
Satürn’e dair astrolojik yorumların büyük bir kısmının onun astronomik görünümünden ve hareketinden kaynaklandığını görebiliriz. En dıştaki gezgen olduğu için her türden uç nokta ve sınır onun etkisi altındadır. Dünya astrolojisinde temsil ettikleri şeyler kapılar, eşikler, duvarlar, uluslar arası sınırlar, deri, ten, diş, kemik, tırnak ve saçtan, korku, kişisel kuşku, zayıflık ve kaynak yetersizliğinin mecbur bıraktığı kişisel sınırlılığa kadar birçok benzer şeye işaret eder. Her ne kadar evren çıplak gözle görülebilenin ötesine genişlemeye devam etse de bir gezegen insanın kavrayış menzilinin ötesine geçtiğinde etkisi kişiyi aşar. Liz Grene Satürn’ü ‘kişisel bilinçaltını kolektif bilinçaltından ayıran zar’ olarak tarif etmektedir. Satürn dünyayı tanımlayan yapıda meydana gelen ve gündelik hayatımızda doğrudan hissettiğimiz etkilerden sorumludur. Bu gezegen kişi ötesi farkındalık, kişiyi aşan felsefelerle ilgilenmez, o gerçekçidir ve sağduyunun tanımladığı haliyle gerçekliği onurlandıran nihai tanıklığa tekabül eder.
Satürn geleneksel gezegenler arasında en yavaş hareket eden gezegendir. Bir döngüsünü 29-30 yılda tamamlar. Işığı parlak veya göz alıcı değildir. Hem ışığı az görüşünü hem de ayak süren hareketi onun astrolojik olarak yaşlılık, canlılık eksikliği ile dikkatli, kararlı ama disiplinli yaklaşımı temsil etmesine neden olmuştur. Satürn’ün yapısında sıcaklık ve ateş, yakıcı tutku, alev alev arzu yoktur. Hareketleri bilinçli, kararlı ve öngörülebilirdir. Geleneksel metinlerde ondan Büyük Kötücül diye bahsedilir, çünkü gezegen Güneş’in yaratıcı sıcaklığının, Dünya ve Ay’ın doğurgan neminden en uzağa konumlanmıştır. Bu yüzden gezegen ‘soğuk ve kuru’ niteliklerine sahiptir, bu nitelikler büyüme ve sağlıklı gelişime yardımcı olmazlar. Ayrıca kişisel kozmosumuzun sınırında durduğu için pek ışık alıp yansıtamayan karanlık bir gezgen olarak görülmüştür. Işık eksikliği ayrıca onun düşmeye, aşağı çekme eğilimini de açıklar, ağırlık ve mezar onun ciddi, ayık doğasını açıklayan kelimelerdendir.
Satürn soğuk, karanlık, kasvetli yerler veya kendini zayıflık, çürüme veya ağır fiziksel çalışma ile gösteren yerler üzerinde doğal bir yöneticiliğe sahiptir. O kışın efendisi, Güneş’in düşmanıdır, otoriter babanın, kişisel ahlakın özünden ziyade ortak amaca hizmet eden yapıya itaatle ilgilenen şaşmaz yasa koyucudur. Kişisel heveslerinizin daha kapsamlı ihtiyaçlar veya kendi gelecek tekamülümüzle çatıştığı her yerde Satürn kaybı, inkarı ve fedakarlığı getirir. Karanlık Tırpan olan Satürn umutlarımızı ve beklentilerimizi öldürmek dışında bir iş yapmıyor gibi görünür, ancak o Vaktin Efendisi olarak bireyi kendi toplumuna ve kendi ruhani kaderine boyun eğmeye, hayatın belli bir anda daha geniş bir resmin sadece küçük bir parçası olduğunu fark etmeye, hayatın sürekliliğini korumaya, sonraki kuşakların besleneceği koşulları hazırlamaya çağırır. Satürn sık sık tarih, gelenekler ve geçmişle bağlantılıdır, fakat her parçasıyla da geleceğe dairdir. Onun etkisinden kaynaklanan her şey gelecek potansiyeller için daha sağlam temelleri amaçlar. Gezegene dair kadim tasvirlerde Satürn sık sık elinde kendi kuyruğunu ısırarak ölümü ve doğumu sonsuz bir geçmiş, şimdi ve gelecek döngüsünde birbirine bağlayan Uroborus yılanını tutar.
Psikolojik Astrolojide Satürn
Jüpiter’in anlamı genişleme yoluyla gelişmeyse, Satürn’ün anlamı sınırlama yoluyla olgunlaşmadır. Haritadaki yeri kayıp, kafa karışıklığı ve başarısızlık ile bunların getirdiği acıyı yaşayacağımız yeri gösterir. Deneyimleri genellikle zordur ve onun değeri Satürn’ün yönettiği diğer bir şey olan zaman geçmeden anlaşılamaz.
Özellikle hayata bakışlarında belli bir olgunluğa sahip olan insanlar için Satürn transitleri çok fayda görülen vakitler olabilir, burada istikrar, uzun dönemli planlamayla kararlı yatırımlar ödüllendirilir. Bu dönemler geçmişte yapılan fedakarlıkların yerinde olduğunu gösterebilir. Satürn’ün dokunuşu her zaman biraz yaşlanma, yaşlanıldığı, yavaşlanıldığı duygusu getirir. Bazen geçmişte tutkularımızı yönlendiren düşler ve hırslardan gerçekte vazgeçmeye razı olduğumuza dair şaşırtıcı bir farkındalık da getirebilir.
Olumsuz ifadelerinde Satürn amacının ve konuyla ilgisinin ötesine taşan, kendi doğal vaktini geride bırakan veya yanlış bir şekilde sınırlandırılmış hayat alanlarına dokunur. Satürn tıpkı kış gibi, geçici bir sınırlama getirerek gelecekteki büyümeyi engelleyecek her şeyi ortadan kaldırmak için gelir ve bizi kendi konumumuzu değerlendirmeye zorlar. Satürn bireyler olarak sevdiğimiz veya bağlandığımız maddi rahatlıkları veya ilişkileri ‘bırakmayı’ ve bireyler olarak kendi başına olmayı düşünmeye zorlayabilir. Bazı transitleri yalnızlık ve duygusal yalıtım dönemlerine denk gelebilir. Bazı transitlerde gerçeklik asıl rengini göstermeye başladığında yaşanan bir hüsran şekline bürünebilir. Satürn sık sık mali kayıp, bir iş fikrinin başarısızlığı dönemlerine tekabül edebilir, fakat bu kayıpların tohumu atan Satürn değildir, o sadece kaçınılmaz sonucu ortaya çıkarındır. Satürn’ün konusu gerçekliktir ve bizi onunla yüzleşmeye zorlar.
Hareketi çok yavaş olduğu için Satürn’ün olgunlaştırıcı etkisinin en çok ne zaman hissedileceğini genel olarak öngörebiliriz. Yedi yaşı dolaylarında Satürn kendi natal konumuna kare açı yapar ve çocuk gelişiminde süt dişlerinin kaybedildiği gelişim aşamasına denk gelir. Kendi natal konumuna karşıt açı yaptığı 14 yaşlarında çocukluğu geride bırakılarak ergenliğe gireriz. Bir sonraki kare 21 yaşlarında meydana gelir. Bu yaşta ergenlikten çıkar ve hayata bir yetişkin olarak başlarız. Bununla birlikte gerçek olgunluğun Satürn’ün natal haritadaki konumuna tekrar geldiği dönüşünün yaşandığı 29-30 yaşlarına kadar başlamadığı da söylenir. Birçok insan hayatının bu döneminde genellikle kayıp, üzüntü ve depresyonla birlikte meydana gelen bir kayıp yaşarlar. Yalnızca biraz kavrayışla olaylardan biraz daha yaşlanmış, ama çok daha bilge bir şekilde çıktığımızı algılayabiliriz.
Satürn’ün Yönettikleri
Güneş yaratıcılık, ışık ve hayat gezegeni olarak görülürken Ölümün Efendisi olan Satürn onun düşmanı olarak görülmüştür. Güneş Aslan burcunu ve yazın en belirgin olduğu dönemi temsil ederken Satürn kışın ortasına denk gelen Oğlak (gece evi) ve Kova (gündüz evi) burcunu temsil eder. Satürn bir gündüz gezegeni olduğu için Kova burcunda kendini Oğlak’tan daha açık bir şekilde ifade eder.
Oğlak ve Kova koyu kışa, hayatın kış uykusuna yattığı, soğuk, karanlık ortamın hareketlerimizi engellediği döneme tekabül eder. Bu dönemler bünyesi zayıf olanların ve yaşlıların özellikle dikkat etmesi gereken bir dönemdir, ancak hepimiz zayıflık ve canlılık eksikliğini hissetmeye açığızdır. İnsanların büyük bir kısmı yılın bu zamanında Satürn etkisinin doğal dünyayı yönettiği kuzey yarımkürede yaşar. Ağaçlar çıplak, toprak serttir, doğa bize düşman yüzünü gösterir. Güneşin ışıkları zayıf ve kısa sürelidir. Korunmak için giydiğimiz ağır elbiseler özgürce hareket etmemizi ve vitamin D alınımını etkiler. Canlılık veren besinler ve steroidleri Güneş ışığından alırız. Sonuç olarak kendimizi ağırlaşmış, hastalığa yatkın, soğukla kötürüm hissederiz. Kış melankoli vaktidir ve Satürn melankolik mizacı yönetir.
Satürn’ün Dünyevi Karşılıkları
Satürn yedi metal arasından kurşunu yönetir. Kurşun vurulduğunda yoğun, ağır bir ses çıkaran, mat yüzeye sahip bir metaldir. Kurşun ayrıca en istikrarlı, en atıl, en ağır metaldir ve mezarların geleneksel metalidir. Eskiden kurşun zehirlenmesine Satürnizm denirdi, çünkü az miktarlarda kurşun alınımı vücutta yorgunluk, depresyon ve melankoli yaratır. Kurşun kemik dokusunda birikir ve genç insanların kemiklerine kıyasen yaşlı insanların kemiklerinde daha çok bulunur. Nick Kollerstorm Astrochemistry adlı kitabında Satürn ile kurşun ve Satürnizm arasındaki ilişkiyi inceliyor ve kurşun zehirlenmesinin etkisinin zihnin zihinsel süreçlerini yavaşlatmak olduğunu hatırlatıyor. Satürn ayrıca parlaklığı olmayan sıradan taşları temsil eder. Satürn’ün bütün metal cüruflarını, tozu, külü ve çöpü temsil ettiği de söylenir. Bununla birlikte kristalize karbondan oluşup en sert mineral olan elmas üzerinde de yöneticiliği vardır.
Satürn’ün ciddi ve ağır insanları temsil eder. Eğer Satürn iyi bir yerdeyse ve yücelmişse kişiler konuşmadan önce düşünürler, bunun bir sonucu olarak bu kişilerin sözleri belli bir ağırlığa sahiptir. Bu tür bir insan kolayca geçiştirilemez. Lilly Satürn tiplerini derin hayal gücüne sahip eylemde sert, çalışmada sabırlı, tartışma ciddi, hayati ihtiyaçlarını karşılamada tek başına hareket eden ve çalışkan insanlar olarak tarif etmektedir. Kuru bir espri anlayışları vardır ve hayatın gerçeklerini göz ardı etmezler. Her zaman tedbirli, kendilerine ve başkalarına karşı sorumluluklarını her vakit gözeten kişilerdir. Duygularını kolayca göstermezler, fakat duyguları da imgelemleri gibi derin olabilir. Bu tür insanlar dışarıdan görülecek şekilde derin ve samimidirler ve saygı uyandırırlar.
Satürn kötü bir konuma sahipse veya kötü etki altındaysa kendini olumsuz şüphecilik, gereksiz kötümserlik, tabiatı gereği düşman olan bir dünyada hayatın engelleriyle mücadele eden bir ruh hali şeklinde gösterebilir. Genellikle gözle görülüp bizzat denenemeyen şeylere karşı bir güven ve inanç eksikliği yaşanır. Bu durum ilişkilerde kıskançlığa, kendi kendine yaratılan yıkım döngülerine neden olur. Çünkü inancı harekete geçiren güç bloke olmuştur. Açıkça görülebilir gerçekliğe aşırı odaklanan negatif Satürn tipi, maddi kazançları nedeniyle rahatlık veren destekleyici ilişkiler zarar veren ortamını terk edemeyebilir. Satürn tipler için uygularını açıkça ifade etmek kolay değildir. Kötü etki almış bir Satürn kişilik bozukluklarına neden olan baskılanmış duyguları temsil edebilir.
Fiziksel görünüşte Satürn ‘soğuk ve kuru’ olarak tarif edilir. Bu durum kemikler üzerinde az ete, küçük gözlere, kıvrımlarda ve oyuklarda keskin çizgilere işaret edebilir. Saç yumuşak, parlak, kıvrak olmayıp, genelde seyrek ve mattır. Satürn’ün renkleri tipik olarak koyu ve karanlık (Satürn temasları diğer renklere koyuluk getirebilir), beyaz veya solgun, ya da gri renkler gibi parlaklık talep eden tonlardadır. Yüz ve genel görünüş genellikle soluk, renksiz, koyu veya kasvetlidir. Satürn orta boyu akla getirir. Ama bu gezegen kendi başına güzelliği veya göze hoş gelen orantılılığı getiren bir gezegen değildir. Vücut genellikle zayıf, belirgin kemik yapısıyla köşelidir, ama bazen enerji azlığı ve atalete yatkınlık dolayısıyla şişmanlığa neden olabilir. Yüz aşağı bakar, yürüyüş tedirgindir, adımlar canlı değildir ve yavaş, tereddütlü hareketler vardır.
Satürn’ün temsil ettiği meslekler madenciler, metallerle veya minerallerle çalışan (Satürn kayalar, taşlar, metaller ve minerallerin doğal yöneticisidir) veya toprak kazan insanlardır (tarım işçileri, bahçıvanlar, mezar kazıcıları, ocaklarda veya tünellerde çalışanlar). Tesisatçıları, kurşunla çalışan insanları tuğla yapanları, ameleleri, deri veya hayvan postu üreten veya soğukta, karanlıkta veyahut nahoş şartlarda çalışılan sanayileri temsil eder. Gece işçileri, ister cenazeyle ilgilenen ister cenaze sırasında kullanılan malzemeleri üretmek şeklinde olsun işleri ölülerle ilgili olanlar da Satürn’ün yöneticiliği altındadır.
Satürn tozu ve çöpü yönetir ve pisliğimizi ve artıklarımızı temizleyen meslekleri, yolları süpürenleri, baca temizleyicileri, çöpçüleri, kanalizasyonda çalışanları, umumi tuvalet işçilerini temsil eder.
Sembolik astroloji de Satürn takdir edilmeyen insanları veya başkalarını takdir edemeyenleri gösteren inkârla ifade bulur. Bu otoritenin sesi de olabilir, hafifletici sebepleri dikkate almaksızın ‘işin kurallarını’ takip eden bir insan da olabilir. Asaleti olmayan bir Satürn toplumun alt kesimlerini gösterebilir: aptal insanlar, toplum dışına atılmışlar, sokakta yaşayanlar, dilenciler ve başkaları için bedensel işleri yapanlar veya hizmetkarlar. Satürn asalet sahibiyse ciddi sorumluluk gerektiren bir konumu gösterebilir, fakat bir zorluk veya nahoşluğa katlanma durumu yine de vardır. Birçok sorumluluğu olup işi dolayısıyla dinlenmeye pek vakit ayıramayan yöneticiler, hapishane çalışanları, istekli olmadıkları halde düzen ve disipline uymak zorunda olanlar örneğin okul öğretmenleri veya polis kuvvetinin üyeleri bu gruba girer.
Dini tarikatlar disipline uymak, kişisel sınırlanma ve uzun yalnızlık dönemlerini kapsadığı için rahipleri doğal olarak Satürn gösterir. Satürn işleri veya hayat tarzları toplumdan uzak olmayı gerektiren, örneğin münzevileri, adanmış uzmanları veya tenha yerlerde çalışan veya yaşayan insanları gösterir.
Bir gece haritasında Satürn’ün babayı gösterdiği söylenir. Büyük babalar ve yaşlı insanlar özellikle onun etkisi altındadır.
Satürn’ün yönettiği yerler karanlık, kirli, soğuk, çürüme ve bozulmaya açık yerlerdir. Çöller ve dağlar gibi terk edilmiş veya tenha yerleri, ormanları (Satürn çam ağacının yöneticisi olduğu için) özellikle çam ormanlarını yönetir. Ayrıca madenler, ocaklar, kuyular, mağaralar, delikler veya gözden uzak vadiler gibi alanlar onun yönetimi altındadır.
Satürn bütün harabeleri, kullanılmayan binaları, terk edilmiş yapıları, batakhaneleri, manastırları, kiliseleri, mezarları, gömüleri veya mezarlık yakınlarındaki yerleri temsil eder. Ayrıca otoriteyle ilgili binaları, örneğin bir şekilde korku salan devlet binalarını, hapishane gibi sınırlandırıcı olanları da temsil eder. Evin içinde kirli, kokan veya çamurlu yerleri gösterir. Lilly onun lavaboyu yönettiğini söyler, bu yöneticiliği 17. asrın hijyen standartlarıyla açıklayabiliriz. Lağım boruları, kanalizasyon tesisatı, giderler, çöp kutusunu, ocaktaki külü temsil eder. Bodrum, yüklük, yer altı barınakları gibi temele yakın odalar bu gezegenin yöneticiliği altındadır. Özellikle bu odalar az kullanılıyorsa veya soğuk, rutubet ve karanlık bir ortam oluşturuyorlarsa. Satürn ayrıca eşiklerin, duvarların, karanlık odaların, buzdolabı, kiler gibi soğuk yerlerin temsilcisidir.
Satürn hastalıkları soğuktan, yaşlılıktan, melonkoliden veya depresif kişilikten kaynaklanan hastalıklardır. Satürn’le ilişkili olan ağrı, keskin veya yakıcı ağrıdan ziyade sürekli bir sızı şeklindedir. Arada üşüme veya titreme nöbetlerine neden olan hastalıklar, örneğin sıtma yine Satürn hastalığıdır. Satürn hastalıklarının verdiği zarar dokuların yavaş yavaş zayıflaması şeklinde kendini gösterir. Romatizma, eklem iltihapları depresyon, verem, soğuk algınlıkları ve grip (kas yorgunlukları, nefes almada zorluklar ve gözlerden veya burundan sıvı çıkmasına neden olan bütün hastalıklar), felç, inme, kızarıklık, tende kararmalar, kronik hastalıklar, öksürük, ödem, açlık, korkulu fanteziler, korkular, kabuslar, gut hastalığı, kangren, hemoroit, işitme sorunları, cüzam, deri enfeksiyonları, zehirlenmeden kaynaklanan hastalıklar, dişler, kemikler veya kemik iliğinin zarar görmesinden kaynaklanan hastalıklar yine bu gezegenin yönetimi altındadır.
Satürn’le ilişkili tatlar ve kokular keskin, acı ve ekşi tatlardır. Sesleri baslar, alt notalar, derin, melankolik seslerdir. Satürn’e atfedilen bitkiler büzücü ve tutucu, yani doku üzerinde sıkılaştırıcı, sınırlandırıcı etkisi olan böylece iltihabı ve ağrıyı azaltan (at kuyruğu, ada çayı, servi) bitkilerdir. Satürn ayrıca potansiyel olarak zehirleyici veya toksik olan birçok bitkiyi kapsar (örneğin bıldırcın otu [itboğan], danabağırtan [helleborus], itüzümü]). Bazı bitkiler de kimi özelliklerinden dolayı Satürn yönetimindedir, örneğin kimyon tüttürüldüğünde yüze ölümcül bir solukluk verir. Yunanlar ve Romalılar kimyonu mezarlara koyarlardı. Diğer kadim kültürlerde de kimyon ruhların düşmanca etkilerinden korunmak için kullanılmıştır. Satürn’ün ölümle ilgili niteliklerini çağrıştırdığı için Yunanlılar tarafından Satürn’ün diğer olumsuz özelliklerini de temsil etmek için kullanılmıştır. Marcus Aurelius’a tamahkarlığı yüzünden Kimyon lakabı takılmıştı. Romalılar ayrıca espri yollu olarak mutsuz insanlara kimyon mu yedin derlerdi. Saturn’ün servi üstündeki yöneticiliği de Romalılar tarafından ağacın ölümün simgesi olarak kullanılmasına neden olmuştur. Diğer insanlar uzak dursun diye cenazesi olan evin önüne servi dalı konurdu.
Teleskoptan Görünen Satürn
İtalyan astronom Galileo 1610 yılında Satürn’ün iki tarafında duran uydu sandığı parlak gök cisimlerini keşfetti. Tuskani Büyük Dük’üne ‘Satürn yalnız değil, üç cisimden oluşuyor’ diye yazmıştı. Bu cisimlerin konumunu sabit kabul etti, ancak iki yıl sonra bu gök cisimleri garip bir biçimde 12 ay boyunca gözden kayboldu. 1655 yılına kadar Satürn’ün yoldaşlarının, iki kutbu arasındaki orta noktada duran halkalar olduğu anlaşılamadı. Galileo Satürn’ü ‘kulaklı gezegen’ diye tarif etmişti, çünkü yoldaşları gezegenin iki tarafında şişkinlikler gibi görünüyordu. Hiç kuşkusuz bu durum, Satürn’ü uzun zamandır kulaklarla ve işitme sorunlarıyla ilişkilendiren astrologları mutlu etmiştir. Bununla birlikte sınırlama ve zapt etmeyle ilgili bir gezegenin etrafının halkayla çevrili olması sembolik açıdan tatmin edicidir. O vakitler Satürn’ün buz ve kaya parçalarından oluşan sayısız küçük halkadan oluşan yedi ana halkası olduğu bilinmiyordu. Yaklaşık olarak her 15 yılda bir halkalar dünyaya dik durduğu için gözden kayboluyorlar. 1612 yılında Galileo’nun kafasını karıştıran işte bu olguydu. Halkalar 1995 yılında gözden kaybolmuştu, 2009 Eylül’ünde tekrar göründüler.
Birçok bilim adamı Satürn’ün etrafındaki halkaların birçok kaya parçasından oluştuğuna inanıyor – Satürn astrolojide kayalar, çöp ve enkazla ilişkilidir -; başkalarıysa onun çekim kuvvetiyle parçalanmış bir ayın enkazı olduğuna inanıyor. Edouard Roche 1848 yılında uyduların gezegene çok yaklaştıklarında nasıl parçalandıklarına kanıtlamıştır. Bu parçalanma uzaklığı Satürn’ün çapının 2,4 katıdır ki halkalar tam bu uzaklıkta başlar. Gerçekten de Satürn’de hiç ay sıkıntısı yaşanmıyor. Şu anda bilinen en fazla uyduya sahip gezegen olarak 17 aya sahip görünüyor. Bunlardan biri Titan cidden etkileyici bir büyüklüktedir; Merkür ve Plüton gezegenlerinden daha büyüktür. Titan bilim adamlarının ilgisini özellikle çekmektedir, çünkü hayatın çıkışına izin verecek karbon ile diğer kimyasal bileşenleri içeren bir atmosfere sahiptir. Fakat Titan’da hayat olduğu kolayca söylenemez, çünkü yüzey ısısı (-180 derecedir).
Satürn’ün kendisi ise devdir ve Jüpiter’den sonra en büyük ikinci gezegendir. Dünyadan bakıldığında ışığının zayıf görünmesinin nedeni Güneş’ten uzaklığının Dünya’ya göre on kat daha fazla olmasıdır. Jüpiter’in ise iki katı uzaklıktadır. İroniktir çıplak gözle bakıldığında pek etkileyici olmasa da teleskopla bakıldığında ‘halkalı gezegen’ gökyüzünün en ilham verici, şaşırtıcı gezenlerinden biridir. Belki de bu bize görünür sınırlarla ilişkili bir gezegen olan Satürn’ün astrolojik ihtişamını dikkate almakta başarısız olmamızın, kendi fani bakış açımızın kaçınılmaz olarak sınırlı ve kısıtlı oluşuyla ilgili olduğunu anlatıyor.
Yörünge süresi: 29.5 yıl
Sinodik yörünge : 378.1 gün
Eksen dönüşü: 10.2 saat
En yüksek enlem: 2° 48′
Ortalama günlük hareket: 2′
Çap: 120,537 km
Hacim (Dünya= 1): 744
Kitle (Dünya= 1): 95
Yoğunluk (su= 1): 0.7
Yüzey çekimi (Dünya = 1): 1.2
Güneşten uzaklık: 1343 – 1509 milyon km
Dünyadan uzaklık: 1300 – 1600 milyon km)
En yüksek büyüklük: -0.3
* Çam’ın Oğlak burcuyla güçlü bağları vardır. Yunan mitolojisinde her zaman yeşil kalan çam ağacı keçi tanrı Dionisos için kutsal iken, çam kozalağı ölümsüzlük ve yeniden doğumun fallik sembolüdür. Druid’ler kış gün dönümünde güneşi çağırmak için çam kozalağı yakardı. Bu adet daha sonra Noel kütüğü yakmaya dönüşmüştür. Noel gecesinde çam ağacının parlak nesnelerle dekore edilmesi tanrısal ışığa bir çağrı ritüelinden gelmektedir.
Deborah Houlding
batiniler.com
Satürn’e dair astrolojik yorumların büyük bir kısmının onun astronomik görünümünden ve hareketinden kaynaklandığını görebiliriz. En dıştaki gezgen olduğu için her türden uç nokta ve sınır onun etkisi altındadır. Dünya astrolojisinde temsil ettikleri şeyler kapılar, eşikler, duvarlar, uluslar arası sınırlar, deri, ten, diş, kemik, tırnak ve saçtan, korku, kişisel kuşku, zayıflık ve kaynak yetersizliğinin mecbur bıraktığı kişisel sınırlılığa kadar birçok benzer şeye işaret eder. Her ne kadar evren çıplak gözle görülebilenin ötesine genişlemeye devam etse de bir gezegen insanın kavrayış menzilinin ötesine geçtiğinde etkisi kişiyi aşar. Liz Grene Satürn’ü ‘kişisel bilinçaltını kolektif bilinçaltından ayıran zar’ olarak tarif etmektedir. Satürn dünyayı tanımlayan yapıda meydana gelen ve gündelik hayatımızda doğrudan hissettiğimiz etkilerden sorumludur. Bu gezegen kişi ötesi farkındalık, kişiyi aşan felsefelerle ilgilenmez, o gerçekçidir ve sağduyunun tanımladığı haliyle gerçekliği onurlandıran nihai tanıklığa tekabül eder.
Satürn geleneksel gezegenler arasında en yavaş hareket eden gezegendir. Bir döngüsünü 29-30 yılda tamamlar. Işığı parlak veya göz alıcı değildir. Hem ışığı az görüşünü hem de ayak süren hareketi onun astrolojik olarak yaşlılık, canlılık eksikliği ile dikkatli, kararlı ama disiplinli yaklaşımı temsil etmesine neden olmuştur. Satürn’ün yapısında sıcaklık ve ateş, yakıcı tutku, alev alev arzu yoktur. Hareketleri bilinçli, kararlı ve öngörülebilirdir. Geleneksel metinlerde ondan Büyük Kötücül diye bahsedilir, çünkü gezegen Güneş’in yaratıcı sıcaklığının, Dünya ve Ay’ın doğurgan neminden en uzağa konumlanmıştır. Bu yüzden gezegen ‘soğuk ve kuru’ niteliklerine sahiptir, bu nitelikler büyüme ve sağlıklı gelişime yardımcı olmazlar. Ayrıca kişisel kozmosumuzun sınırında durduğu için pek ışık alıp yansıtamayan karanlık bir gezgen olarak görülmüştür. Işık eksikliği ayrıca onun düşmeye, aşağı çekme eğilimini de açıklar, ağırlık ve mezar onun ciddi, ayık doğasını açıklayan kelimelerdendir.
Satürn soğuk, karanlık, kasvetli yerler veya kendini zayıflık, çürüme veya ağır fiziksel çalışma ile gösteren yerler üzerinde doğal bir yöneticiliğe sahiptir. O kışın efendisi, Güneş’in düşmanıdır, otoriter babanın, kişisel ahlakın özünden ziyade ortak amaca hizmet eden yapıya itaatle ilgilenen şaşmaz yasa koyucudur. Kişisel heveslerinizin daha kapsamlı ihtiyaçlar veya kendi gelecek tekamülümüzle çatıştığı her yerde Satürn kaybı, inkarı ve fedakarlığı getirir. Karanlık Tırpan olan Satürn umutlarımızı ve beklentilerimizi öldürmek dışında bir iş yapmıyor gibi görünür, ancak o Vaktin Efendisi olarak bireyi kendi toplumuna ve kendi ruhani kaderine boyun eğmeye, hayatın belli bir anda daha geniş bir resmin sadece küçük bir parçası olduğunu fark etmeye, hayatın sürekliliğini korumaya, sonraki kuşakların besleneceği koşulları hazırlamaya çağırır. Satürn sık sık tarih, gelenekler ve geçmişle bağlantılıdır, fakat her parçasıyla da geleceğe dairdir. Onun etkisinden kaynaklanan her şey gelecek potansiyeller için daha sağlam temelleri amaçlar. Gezegene dair kadim tasvirlerde Satürn sık sık elinde kendi kuyruğunu ısırarak ölümü ve doğumu sonsuz bir geçmiş, şimdi ve gelecek döngüsünde birbirine bağlayan Uroborus yılanını tutar.
Psikolojik Astrolojide Satürn
Jüpiter’in anlamı genişleme yoluyla gelişmeyse, Satürn’ün anlamı sınırlama yoluyla olgunlaşmadır. Haritadaki yeri kayıp, kafa karışıklığı ve başarısızlık ile bunların getirdiği acıyı yaşayacağımız yeri gösterir. Deneyimleri genellikle zordur ve onun değeri Satürn’ün yönettiği diğer bir şey olan zaman geçmeden anlaşılamaz.
Özellikle hayata bakışlarında belli bir olgunluğa sahip olan insanlar için Satürn transitleri çok fayda görülen vakitler olabilir, burada istikrar, uzun dönemli planlamayla kararlı yatırımlar ödüllendirilir. Bu dönemler geçmişte yapılan fedakarlıkların yerinde olduğunu gösterebilir. Satürn’ün dokunuşu her zaman biraz yaşlanma, yaşlanıldığı, yavaşlanıldığı duygusu getirir. Bazen geçmişte tutkularımızı yönlendiren düşler ve hırslardan gerçekte vazgeçmeye razı olduğumuza dair şaşırtıcı bir farkındalık da getirebilir.
Olumsuz ifadelerinde Satürn amacının ve konuyla ilgisinin ötesine taşan, kendi doğal vaktini geride bırakan veya yanlış bir şekilde sınırlandırılmış hayat alanlarına dokunur. Satürn tıpkı kış gibi, geçici bir sınırlama getirerek gelecekteki büyümeyi engelleyecek her şeyi ortadan kaldırmak için gelir ve bizi kendi konumumuzu değerlendirmeye zorlar. Satürn bireyler olarak sevdiğimiz veya bağlandığımız maddi rahatlıkları veya ilişkileri ‘bırakmayı’ ve bireyler olarak kendi başına olmayı düşünmeye zorlayabilir. Bazı transitleri yalnızlık ve duygusal yalıtım dönemlerine denk gelebilir. Bazı transitlerde gerçeklik asıl rengini göstermeye başladığında yaşanan bir hüsran şekline bürünebilir. Satürn sık sık mali kayıp, bir iş fikrinin başarısızlığı dönemlerine tekabül edebilir, fakat bu kayıpların tohumu atan Satürn değildir, o sadece kaçınılmaz sonucu ortaya çıkarındır. Satürn’ün konusu gerçekliktir ve bizi onunla yüzleşmeye zorlar.
Hareketi çok yavaş olduğu için Satürn’ün olgunlaştırıcı etkisinin en çok ne zaman hissedileceğini genel olarak öngörebiliriz. Yedi yaşı dolaylarında Satürn kendi natal konumuna kare açı yapar ve çocuk gelişiminde süt dişlerinin kaybedildiği gelişim aşamasına denk gelir. Kendi natal konumuna karşıt açı yaptığı 14 yaşlarında çocukluğu geride bırakılarak ergenliğe gireriz. Bir sonraki kare 21 yaşlarında meydana gelir. Bu yaşta ergenlikten çıkar ve hayata bir yetişkin olarak başlarız. Bununla birlikte gerçek olgunluğun Satürn’ün natal haritadaki konumuna tekrar geldiği dönüşünün yaşandığı 29-30 yaşlarına kadar başlamadığı da söylenir. Birçok insan hayatının bu döneminde genellikle kayıp, üzüntü ve depresyonla birlikte meydana gelen bir kayıp yaşarlar. Yalnızca biraz kavrayışla olaylardan biraz daha yaşlanmış, ama çok daha bilge bir şekilde çıktığımızı algılayabiliriz.
Satürn’ün Yönettikleri
Güneş yaratıcılık, ışık ve hayat gezegeni olarak görülürken Ölümün Efendisi olan Satürn onun düşmanı olarak görülmüştür. Güneş Aslan burcunu ve yazın en belirgin olduğu dönemi temsil ederken Satürn kışın ortasına denk gelen Oğlak (gece evi) ve Kova (gündüz evi) burcunu temsil eder. Satürn bir gündüz gezegeni olduğu için Kova burcunda kendini Oğlak’tan daha açık bir şekilde ifade eder.
Oğlak ve Kova koyu kışa, hayatın kış uykusuna yattığı, soğuk, karanlık ortamın hareketlerimizi engellediği döneme tekabül eder. Bu dönemler bünyesi zayıf olanların ve yaşlıların özellikle dikkat etmesi gereken bir dönemdir, ancak hepimiz zayıflık ve canlılık eksikliğini hissetmeye açığızdır. İnsanların büyük bir kısmı yılın bu zamanında Satürn etkisinin doğal dünyayı yönettiği kuzey yarımkürede yaşar. Ağaçlar çıplak, toprak serttir, doğa bize düşman yüzünü gösterir. Güneşin ışıkları zayıf ve kısa sürelidir. Korunmak için giydiğimiz ağır elbiseler özgürce hareket etmemizi ve vitamin D alınımını etkiler. Canlılık veren besinler ve steroidleri Güneş ışığından alırız. Sonuç olarak kendimizi ağırlaşmış, hastalığa yatkın, soğukla kötürüm hissederiz. Kış melankoli vaktidir ve Satürn melankolik mizacı yönetir.
Satürn’ün Dünyevi Karşılıkları
Satürn yedi metal arasından kurşunu yönetir. Kurşun vurulduğunda yoğun, ağır bir ses çıkaran, mat yüzeye sahip bir metaldir. Kurşun ayrıca en istikrarlı, en atıl, en ağır metaldir ve mezarların geleneksel metalidir. Eskiden kurşun zehirlenmesine Satürnizm denirdi, çünkü az miktarlarda kurşun alınımı vücutta yorgunluk, depresyon ve melankoli yaratır. Kurşun kemik dokusunda birikir ve genç insanların kemiklerine kıyasen yaşlı insanların kemiklerinde daha çok bulunur. Nick Kollerstorm Astrochemistry adlı kitabında Satürn ile kurşun ve Satürnizm arasındaki ilişkiyi inceliyor ve kurşun zehirlenmesinin etkisinin zihnin zihinsel süreçlerini yavaşlatmak olduğunu hatırlatıyor. Satürn ayrıca parlaklığı olmayan sıradan taşları temsil eder. Satürn’ün bütün metal cüruflarını, tozu, külü ve çöpü temsil ettiği de söylenir. Bununla birlikte kristalize karbondan oluşup en sert mineral olan elmas üzerinde de yöneticiliği vardır.
Satürn’ün ciddi ve ağır insanları temsil eder. Eğer Satürn iyi bir yerdeyse ve yücelmişse kişiler konuşmadan önce düşünürler, bunun bir sonucu olarak bu kişilerin sözleri belli bir ağırlığa sahiptir. Bu tür bir insan kolayca geçiştirilemez. Lilly Satürn tiplerini derin hayal gücüne sahip eylemde sert, çalışmada sabırlı, tartışma ciddi, hayati ihtiyaçlarını karşılamada tek başına hareket eden ve çalışkan insanlar olarak tarif etmektedir. Kuru bir espri anlayışları vardır ve hayatın gerçeklerini göz ardı etmezler. Her zaman tedbirli, kendilerine ve başkalarına karşı sorumluluklarını her vakit gözeten kişilerdir. Duygularını kolayca göstermezler, fakat duyguları da imgelemleri gibi derin olabilir. Bu tür insanlar dışarıdan görülecek şekilde derin ve samimidirler ve saygı uyandırırlar.
Satürn kötü bir konuma sahipse veya kötü etki altındaysa kendini olumsuz şüphecilik, gereksiz kötümserlik, tabiatı gereği düşman olan bir dünyada hayatın engelleriyle mücadele eden bir ruh hali şeklinde gösterebilir. Genellikle gözle görülüp bizzat denenemeyen şeylere karşı bir güven ve inanç eksikliği yaşanır. Bu durum ilişkilerde kıskançlığa, kendi kendine yaratılan yıkım döngülerine neden olur. Çünkü inancı harekete geçiren güç bloke olmuştur. Açıkça görülebilir gerçekliğe aşırı odaklanan negatif Satürn tipi, maddi kazançları nedeniyle rahatlık veren destekleyici ilişkiler zarar veren ortamını terk edemeyebilir. Satürn tipler için uygularını açıkça ifade etmek kolay değildir. Kötü etki almış bir Satürn kişilik bozukluklarına neden olan baskılanmış duyguları temsil edebilir.
Fiziksel görünüşte Satürn ‘soğuk ve kuru’ olarak tarif edilir. Bu durum kemikler üzerinde az ete, küçük gözlere, kıvrımlarda ve oyuklarda keskin çizgilere işaret edebilir. Saç yumuşak, parlak, kıvrak olmayıp, genelde seyrek ve mattır. Satürn’ün renkleri tipik olarak koyu ve karanlık (Satürn temasları diğer renklere koyuluk getirebilir), beyaz veya solgun, ya da gri renkler gibi parlaklık talep eden tonlardadır. Yüz ve genel görünüş genellikle soluk, renksiz, koyu veya kasvetlidir. Satürn orta boyu akla getirir. Ama bu gezegen kendi başına güzelliği veya göze hoş gelen orantılılığı getiren bir gezegen değildir. Vücut genellikle zayıf, belirgin kemik yapısıyla köşelidir, ama bazen enerji azlığı ve atalete yatkınlık dolayısıyla şişmanlığa neden olabilir. Yüz aşağı bakar, yürüyüş tedirgindir, adımlar canlı değildir ve yavaş, tereddütlü hareketler vardır.
Satürn’ün temsil ettiği meslekler madenciler, metallerle veya minerallerle çalışan (Satürn kayalar, taşlar, metaller ve minerallerin doğal yöneticisidir) veya toprak kazan insanlardır (tarım işçileri, bahçıvanlar, mezar kazıcıları, ocaklarda veya tünellerde çalışanlar). Tesisatçıları, kurşunla çalışan insanları tuğla yapanları, ameleleri, deri veya hayvan postu üreten veya soğukta, karanlıkta veyahut nahoş şartlarda çalışılan sanayileri temsil eder. Gece işçileri, ister cenazeyle ilgilenen ister cenaze sırasında kullanılan malzemeleri üretmek şeklinde olsun işleri ölülerle ilgili olanlar da Satürn’ün yöneticiliği altındadır.
Satürn tozu ve çöpü yönetir ve pisliğimizi ve artıklarımızı temizleyen meslekleri, yolları süpürenleri, baca temizleyicileri, çöpçüleri, kanalizasyonda çalışanları, umumi tuvalet işçilerini temsil eder.
Sembolik astroloji de Satürn takdir edilmeyen insanları veya başkalarını takdir edemeyenleri gösteren inkârla ifade bulur. Bu otoritenin sesi de olabilir, hafifletici sebepleri dikkate almaksızın ‘işin kurallarını’ takip eden bir insan da olabilir. Asaleti olmayan bir Satürn toplumun alt kesimlerini gösterebilir: aptal insanlar, toplum dışına atılmışlar, sokakta yaşayanlar, dilenciler ve başkaları için bedensel işleri yapanlar veya hizmetkarlar. Satürn asalet sahibiyse ciddi sorumluluk gerektiren bir konumu gösterebilir, fakat bir zorluk veya nahoşluğa katlanma durumu yine de vardır. Birçok sorumluluğu olup işi dolayısıyla dinlenmeye pek vakit ayıramayan yöneticiler, hapishane çalışanları, istekli olmadıkları halde düzen ve disipline uymak zorunda olanlar örneğin okul öğretmenleri veya polis kuvvetinin üyeleri bu gruba girer.
Dini tarikatlar disipline uymak, kişisel sınırlanma ve uzun yalnızlık dönemlerini kapsadığı için rahipleri doğal olarak Satürn gösterir. Satürn işleri veya hayat tarzları toplumdan uzak olmayı gerektiren, örneğin münzevileri, adanmış uzmanları veya tenha yerlerde çalışan veya yaşayan insanları gösterir.
Bir gece haritasında Satürn’ün babayı gösterdiği söylenir. Büyük babalar ve yaşlı insanlar özellikle onun etkisi altındadır.
Satürn’ün yönettiği yerler karanlık, kirli, soğuk, çürüme ve bozulmaya açık yerlerdir. Çöller ve dağlar gibi terk edilmiş veya tenha yerleri, ormanları (Satürn çam ağacının yöneticisi olduğu için) özellikle çam ormanlarını yönetir. Ayrıca madenler, ocaklar, kuyular, mağaralar, delikler veya gözden uzak vadiler gibi alanlar onun yönetimi altındadır.
Satürn bütün harabeleri, kullanılmayan binaları, terk edilmiş yapıları, batakhaneleri, manastırları, kiliseleri, mezarları, gömüleri veya mezarlık yakınlarındaki yerleri temsil eder. Ayrıca otoriteyle ilgili binaları, örneğin bir şekilde korku salan devlet binalarını, hapishane gibi sınırlandırıcı olanları da temsil eder. Evin içinde kirli, kokan veya çamurlu yerleri gösterir. Lilly onun lavaboyu yönettiğini söyler, bu yöneticiliği 17. asrın hijyen standartlarıyla açıklayabiliriz. Lağım boruları, kanalizasyon tesisatı, giderler, çöp kutusunu, ocaktaki külü temsil eder. Bodrum, yüklük, yer altı barınakları gibi temele yakın odalar bu gezegenin yöneticiliği altındadır. Özellikle bu odalar az kullanılıyorsa veya soğuk, rutubet ve karanlık bir ortam oluşturuyorlarsa. Satürn ayrıca eşiklerin, duvarların, karanlık odaların, buzdolabı, kiler gibi soğuk yerlerin temsilcisidir.
Satürn hastalıkları soğuktan, yaşlılıktan, melonkoliden veya depresif kişilikten kaynaklanan hastalıklardır. Satürn’le ilişkili olan ağrı, keskin veya yakıcı ağrıdan ziyade sürekli bir sızı şeklindedir. Arada üşüme veya titreme nöbetlerine neden olan hastalıklar, örneğin sıtma yine Satürn hastalığıdır. Satürn hastalıklarının verdiği zarar dokuların yavaş yavaş zayıflaması şeklinde kendini gösterir. Romatizma, eklem iltihapları depresyon, verem, soğuk algınlıkları ve grip (kas yorgunlukları, nefes almada zorluklar ve gözlerden veya burundan sıvı çıkmasına neden olan bütün hastalıklar), felç, inme, kızarıklık, tende kararmalar, kronik hastalıklar, öksürük, ödem, açlık, korkulu fanteziler, korkular, kabuslar, gut hastalığı, kangren, hemoroit, işitme sorunları, cüzam, deri enfeksiyonları, zehirlenmeden kaynaklanan hastalıklar, dişler, kemikler veya kemik iliğinin zarar görmesinden kaynaklanan hastalıklar yine bu gezegenin yönetimi altındadır.
Satürn’le ilişkili tatlar ve kokular keskin, acı ve ekşi tatlardır. Sesleri baslar, alt notalar, derin, melankolik seslerdir. Satürn’e atfedilen bitkiler büzücü ve tutucu, yani doku üzerinde sıkılaştırıcı, sınırlandırıcı etkisi olan böylece iltihabı ve ağrıyı azaltan (at kuyruğu, ada çayı, servi) bitkilerdir. Satürn ayrıca potansiyel olarak zehirleyici veya toksik olan birçok bitkiyi kapsar (örneğin bıldırcın otu [itboğan], danabağırtan [helleborus], itüzümü]). Bazı bitkiler de kimi özelliklerinden dolayı Satürn yönetimindedir, örneğin kimyon tüttürüldüğünde yüze ölümcül bir solukluk verir. Yunanlar ve Romalılar kimyonu mezarlara koyarlardı. Diğer kadim kültürlerde de kimyon ruhların düşmanca etkilerinden korunmak için kullanılmıştır. Satürn’ün ölümle ilgili niteliklerini çağrıştırdığı için Yunanlılar tarafından Satürn’ün diğer olumsuz özelliklerini de temsil etmek için kullanılmıştır. Marcus Aurelius’a tamahkarlığı yüzünden Kimyon lakabı takılmıştı. Romalılar ayrıca espri yollu olarak mutsuz insanlara kimyon mu yedin derlerdi. Saturn’ün servi üstündeki yöneticiliği de Romalılar tarafından ağacın ölümün simgesi olarak kullanılmasına neden olmuştur. Diğer insanlar uzak dursun diye cenazesi olan evin önüne servi dalı konurdu.
Teleskoptan Görünen Satürn
İtalyan astronom Galileo 1610 yılında Satürn’ün iki tarafında duran uydu sandığı parlak gök cisimlerini keşfetti. Tuskani Büyük Dük’üne ‘Satürn yalnız değil, üç cisimden oluşuyor’ diye yazmıştı. Bu cisimlerin konumunu sabit kabul etti, ancak iki yıl sonra bu gök cisimleri garip bir biçimde 12 ay boyunca gözden kayboldu. 1655 yılına kadar Satürn’ün yoldaşlarının, iki kutbu arasındaki orta noktada duran halkalar olduğu anlaşılamadı. Galileo Satürn’ü ‘kulaklı gezegen’ diye tarif etmişti, çünkü yoldaşları gezegenin iki tarafında şişkinlikler gibi görünüyordu. Hiç kuşkusuz bu durum, Satürn’ü uzun zamandır kulaklarla ve işitme sorunlarıyla ilişkilendiren astrologları mutlu etmiştir. Bununla birlikte sınırlama ve zapt etmeyle ilgili bir gezegenin etrafının halkayla çevrili olması sembolik açıdan tatmin edicidir. O vakitler Satürn’ün buz ve kaya parçalarından oluşan sayısız küçük halkadan oluşan yedi ana halkası olduğu bilinmiyordu. Yaklaşık olarak her 15 yılda bir halkalar dünyaya dik durduğu için gözden kayboluyorlar. 1612 yılında Galileo’nun kafasını karıştıran işte bu olguydu. Halkalar 1995 yılında gözden kaybolmuştu, 2009 Eylül’ünde tekrar göründüler.
Birçok bilim adamı Satürn’ün etrafındaki halkaların birçok kaya parçasından oluştuğuna inanıyor – Satürn astrolojide kayalar, çöp ve enkazla ilişkilidir -; başkalarıysa onun çekim kuvvetiyle parçalanmış bir ayın enkazı olduğuna inanıyor. Edouard Roche 1848 yılında uyduların gezegene çok yaklaştıklarında nasıl parçalandıklarına kanıtlamıştır. Bu parçalanma uzaklığı Satürn’ün çapının 2,4 katıdır ki halkalar tam bu uzaklıkta başlar. Gerçekten de Satürn’de hiç ay sıkıntısı yaşanmıyor. Şu anda bilinen en fazla uyduya sahip gezegen olarak 17 aya sahip görünüyor. Bunlardan biri Titan cidden etkileyici bir büyüklüktedir; Merkür ve Plüton gezegenlerinden daha büyüktür. Titan bilim adamlarının ilgisini özellikle çekmektedir, çünkü hayatın çıkışına izin verecek karbon ile diğer kimyasal bileşenleri içeren bir atmosfere sahiptir. Fakat Titan’da hayat olduğu kolayca söylenemez, çünkü yüzey ısısı (-180 derecedir).
Satürn’ün kendisi ise devdir ve Jüpiter’den sonra en büyük ikinci gezegendir. Dünyadan bakıldığında ışığının zayıf görünmesinin nedeni Güneş’ten uzaklığının Dünya’ya göre on kat daha fazla olmasıdır. Jüpiter’in ise iki katı uzaklıktadır. İroniktir çıplak gözle bakıldığında pek etkileyici olmasa da teleskopla bakıldığında ‘halkalı gezegen’ gökyüzünün en ilham verici, şaşırtıcı gezenlerinden biridir. Belki de bu bize görünür sınırlarla ilişkili bir gezegen olan Satürn’ün astrolojik ihtişamını dikkate almakta başarısız olmamızın, kendi fani bakış açımızın kaçınılmaz olarak sınırlı ve kısıtlı oluşuyla ilgili olduğunu anlatıyor.
Yörünge süresi: 29.5 yıl
Sinodik yörünge : 378.1 gün
Eksen dönüşü: 10.2 saat
En yüksek enlem: 2° 48′
Ortalama günlük hareket: 2′
Çap: 120,537 km
Hacim (Dünya= 1): 744
Kitle (Dünya= 1): 95
Yoğunluk (su= 1): 0.7
Yüzey çekimi (Dünya = 1): 1.2
Güneşten uzaklık: 1343 – 1509 milyon km
Dünyadan uzaklık: 1300 – 1600 milyon km)
En yüksek büyüklük: -0.3
* Çam’ın Oğlak burcuyla güçlü bağları vardır. Yunan mitolojisinde her zaman yeşil kalan çam ağacı keçi tanrı Dionisos için kutsal iken, çam kozalağı ölümsüzlük ve yeniden doğumun fallik sembolüdür. Druid’ler kış gün dönümünde güneşi çağırmak için çam kozalağı yakardı. Bu adet daha sonra Noel kütüğü yakmaya dönüşmüştür. Noel gecesinde çam ağacının parlak nesnelerle dekore edilmesi tanrısal ışığa bir çağrı ritüelinden gelmektedir.
Deborah Houlding
batiniler.com
Misafir- Misafir
Geri: Satürn
muhteşem yazılar ikisde jupiterde satürnde
satürnyen biri olarak çok severek ve dikkatle okudum emegine saglık
satürnyen biri olarak çok severek ve dikkatle okudum emegine saglık
Geri: Satürn
Astrolojide her gezegen , doğum haritamızdaki konumuna göre yaşamımızı bir şekilde etkiler. Kadersellik gezegeni olarak bilinen Satürn de haritada bulunduğu konuma göre ( element , ev konumu ve açıları) bize yaşatacağı sıkıntıları,zorlukları, çabalamaları,göstererek adeta bizi o alanda göreve çağırır.
Oğlak Burcu’nun yönetici gezegeni olan Satürn, 28.5 yıllık bir sürede transit olarak doğum haritamızı dolaşır. Karşıt burcu olan Yengeç Burcu’nun yöneticisinin de ,doğum haritasını 28.5 günlük bir sürede dolaşması matematiksel bir öneme ayrıca dikkat çeker.
Yale Üniversitesi ,Tıp Fakültesi Psikoloji Profesörü Dr. Levinson’un yıllar süren araştırmalarında kişi yaşamında ki yedi yıllık önemli döngüler bir tez halinde sunulmuştur. (Bu hesaplamalar yüzlerce insanın psikolojik incelemeleri sonucu tespit edilmiş) Kişilerle görüşme ve araştırmalar sonucunda bu dönemlerin transit satürn gezegeninin doğum haritasında ki kavuşum,kare veya karşıt açılara denk düştüğü görülmüştür. Tabii ki bu konu astrologlar tarafından hiç şaşırtıcı değildir. Bilakis bu dönemlerin yaşanacağı yapılan astrolojik çalışmalarla önceden tespit edilebiliyor.
Satürn gezegeni bulunduğu elementlere göre de aslında bize , yaşamımızda hangi zorluklarla karşılaşabileceğimizin uyarısını yapıyor. Şöyle ki :
Ateş elementinde bulunan Satürn, kişisel güven,öne çıkmak,hayata güven duymak konularında (bulunduğu eve göre) bize birtakım fırsatlar sunarak bu konularda kendimizi yetiştirmemizi ister.
Toprak elementinde bulunan bir Satürn, Kişisel gelişmemizde maddi değerlerin ve güvenin önemini (bulunduğu eve göre) gösteren bir takım deneyimleri yaşatır ve adete yedişer yıllık döngüler de bu konularda önlem almamızı ister.
Hava elementinde bulunan Satürn , İletişim, zihinsel gelişme ,kendini ifade etme konularında ( bulunduğu eve göre) önce bize fırsatlar sunup sonra da bu konularda ektiğimizi biçmemizi isteyecektir.
Su elementinde buluna Satürn, bu durum gezegenin bulunduğu en zor durumdur. Zira bizden (bulunduğu eve göre) endişeleri bırakmamızı, ilişkilerde daha fedakar olmamızı, duygusallıkta olgunluk göstermemizi isteyecek bunlarla ilgili fırsatlar sunacak başarısız olursak evine göre bize büyük rahatsızlıklar yaşatacaktır.
Yukarıda bahsettiğim konular bir doğum haritasında önceden tespit edilip önlemler alınabilirse , ülkemizde psikologlara giden hastaların oranında azalma görülebilir. Çünkü ben sıkıntı yaşayacağımız bir konuya ne kadar çok hazırlanırsak, o sıkıntının bir o kadar daha rahat ve bilinçli atlatılacağını düşünüyorum. Burada önemle belirtmek isterim ki artık halkımız astroloji ilmini kesinlikle ve kesinlikle falcılık kavramından ayrı tutmalı ve bu ilim alanından daha bilinçli faydalanmalıdır.
Satürn gezegeninin ,transit hareketinde (oniki yaşam alanımız ve buralarda bulunan diğer gezegenlerle ) yapacağı kavuşum, sekstil,kare, üçgen, yüzellilik ve karşıt gibi bazı açıları dikkatle incelendiğinde de her alanda ve konuda alacağımız ödüller ve zorlanmalar, karmaşaların önceden tespit edilmesi olasıdır. Satürn neden bu kadar önemli sorusuna dönersek;
Evren, yaşam boyunca insanlara bazı fırsatlar sunar. Bunlar öyle fırsatlardır ki bütün bir yaşamı olumlu yada olumsuz olarak değiştirir. Biz yaşamda ne tür fırsatlarımız olacağını bilip hazırlanırsak tabi ki sonuç değerlendirilmiş olur yada o fırsatı değerlendirmek için kendimizi hazırlayacağımızdan sonuç yine olumlu olacaktır.
Kaynak: Stephen Arroya
( Astroloji, Karma & Dönüşüm)
Fahriye Koç
Astrolog & Reiki Master
Oğlak Burcu’nun yönetici gezegeni olan Satürn, 28.5 yıllık bir sürede transit olarak doğum haritamızı dolaşır. Karşıt burcu olan Yengeç Burcu’nun yöneticisinin de ,doğum haritasını 28.5 günlük bir sürede dolaşması matematiksel bir öneme ayrıca dikkat çeker.
Yale Üniversitesi ,Tıp Fakültesi Psikoloji Profesörü Dr. Levinson’un yıllar süren araştırmalarında kişi yaşamında ki yedi yıllık önemli döngüler bir tez halinde sunulmuştur. (Bu hesaplamalar yüzlerce insanın psikolojik incelemeleri sonucu tespit edilmiş) Kişilerle görüşme ve araştırmalar sonucunda bu dönemlerin transit satürn gezegeninin doğum haritasında ki kavuşum,kare veya karşıt açılara denk düştüğü görülmüştür. Tabii ki bu konu astrologlar tarafından hiç şaşırtıcı değildir. Bilakis bu dönemlerin yaşanacağı yapılan astrolojik çalışmalarla önceden tespit edilebiliyor.
Satürn gezegeni bulunduğu elementlere göre de aslında bize , yaşamımızda hangi zorluklarla karşılaşabileceğimizin uyarısını yapıyor. Şöyle ki :
Ateş elementinde bulunan Satürn, kişisel güven,öne çıkmak,hayata güven duymak konularında (bulunduğu eve göre) bize birtakım fırsatlar sunarak bu konularda kendimizi yetiştirmemizi ister.
Toprak elementinde bulunan bir Satürn, Kişisel gelişmemizde maddi değerlerin ve güvenin önemini (bulunduğu eve göre) gösteren bir takım deneyimleri yaşatır ve adete yedişer yıllık döngüler de bu konularda önlem almamızı ister.
Hava elementinde bulunan Satürn , İletişim, zihinsel gelişme ,kendini ifade etme konularında ( bulunduğu eve göre) önce bize fırsatlar sunup sonra da bu konularda ektiğimizi biçmemizi isteyecektir.
Su elementinde buluna Satürn, bu durum gezegenin bulunduğu en zor durumdur. Zira bizden (bulunduğu eve göre) endişeleri bırakmamızı, ilişkilerde daha fedakar olmamızı, duygusallıkta olgunluk göstermemizi isteyecek bunlarla ilgili fırsatlar sunacak başarısız olursak evine göre bize büyük rahatsızlıklar yaşatacaktır.
Yukarıda bahsettiğim konular bir doğum haritasında önceden tespit edilip önlemler alınabilirse , ülkemizde psikologlara giden hastaların oranında azalma görülebilir. Çünkü ben sıkıntı yaşayacağımız bir konuya ne kadar çok hazırlanırsak, o sıkıntının bir o kadar daha rahat ve bilinçli atlatılacağını düşünüyorum. Burada önemle belirtmek isterim ki artık halkımız astroloji ilmini kesinlikle ve kesinlikle falcılık kavramından ayrı tutmalı ve bu ilim alanından daha bilinçli faydalanmalıdır.
Satürn gezegeninin ,transit hareketinde (oniki yaşam alanımız ve buralarda bulunan diğer gezegenlerle ) yapacağı kavuşum, sekstil,kare, üçgen, yüzellilik ve karşıt gibi bazı açıları dikkatle incelendiğinde de her alanda ve konuda alacağımız ödüller ve zorlanmalar, karmaşaların önceden tespit edilmesi olasıdır. Satürn neden bu kadar önemli sorusuna dönersek;
Evren, yaşam boyunca insanlara bazı fırsatlar sunar. Bunlar öyle fırsatlardır ki bütün bir yaşamı olumlu yada olumsuz olarak değiştirir. Biz yaşamda ne tür fırsatlarımız olacağını bilip hazırlanırsak tabi ki sonuç değerlendirilmiş olur yada o fırsatı değerlendirmek için kendimizi hazırlayacağımızdan sonuç yine olumlu olacaktır.
Kaynak: Stephen Arroya
( Astroloji, Karma & Dönüşüm)
Fahriye Koç
Astrolog & Reiki Master
Misafir- Misafir
Geri: Satürn
El-Biruni'nin "Kitab al-tafhim li-awa’il sina‘at al-tanjim" kitabında gezegenlerin zanaatları- işleri:
Satürn: İnşa etmek, çiftçilik, veznedar, toprağı, araziyi islah etmek, suyu dağıtmak, (hileli işlemler), parayı ve mirası paylaştırmak, mezar kazmak, bakır, saç, kemik, kurşun ve demirden yapılmış şeyleri satmak, siyah köleleri satmak, kötü amaçla kullanılacak bilgiler, iktidarların kötü baskısına yol açacak hareketler.
Türkçesi -Barış İlhan
Satürn: İnşa etmek, çiftçilik, veznedar, toprağı, araziyi islah etmek, suyu dağıtmak, (hileli işlemler), parayı ve mirası paylaştırmak, mezar kazmak, bakır, saç, kemik, kurşun ve demirden yapılmış şeyleri satmak, siyah köleleri satmak, kötü amaçla kullanılacak bilgiler, iktidarların kötü baskısına yol açacak hareketler.
Türkçesi -Barış İlhan
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Haz. 08, 2015 9:23 pm tarafından PaperDragon
» Gaziantep'ten selamlar
Ptsi Haz. 08, 2015 8:52 pm tarafından PaperDragon
» Caput Algol sabit yıldızı
Ptsi Mayıs 18, 2015 11:25 am tarafından Uranus
» Nazım Hikmet
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:57 am tarafından Uranus
» Progres Asc
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:56 am tarafından Uranus
» Stelyum
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:55 am tarafından Uranus
» ben geldimm
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:52 am tarafından Uranus
» SES ??
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:51 am tarafından Uranus
» KARŞILIKLI AĞIRLAMA (MUTUAL RECEPTİON)
C.tesi Ara. 20, 2014 10:35 pm tarafından sinan1399