Astroloji Aşkına
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» Merhaba tekrar :)
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Haz. 08, 2015 9:23 pm tarafından PaperDragon

» Gaziantep'ten selamlar
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Haz. 08, 2015 8:52 pm tarafından PaperDragon

» Caput Algol sabit yıldızı
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 11:25 am tarafından Uranus

»  Nazım Hikmet
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:57 am tarafından Uranus

» Progres Asc
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:56 am tarafından Uranus

» Stelyum
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:55 am tarafından Uranus

» ben geldimm
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:52 am tarafından Uranus

» SES ??
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:51 am tarafından Uranus

» KARŞILIKLI AĞIRLAMA (MUTUAL RECEPTİON)
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ EmptyC.tesi Ara. 20, 2014 10:35 pm tarafından sinan1399

Anket

Bucunuz Hangisi

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 402 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap8%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 8% [ 376 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap8%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 8% [ 370 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 439 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 410 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap8%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 8% [ 391 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 409 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 414 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap7%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 7% [ 347 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap7%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 7% [ 318 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 415 ]
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_lcap9%GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Vote_rcap 9% [ 427 ]

Toplam Oylar : 4718

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

.
.

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ

Aşağa gitmek

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Empty GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ

Mesaj tarafından barisozkiris Perş. Mart 18, 2010 8:27 pm

Astroloji-psikoloji kardeşliği” isimli
yazımda; astroloji ve psikoloji kuramları arasındaki paralelliklere Jung’un
kişilik tiplerinden ve Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinden örnekler vermiştim.
Bu yazımda ise; gelişim psikolojisi ile astroloji arasındaki paralelliklere
dikkat çekmek istiyorum. Gelişim psikolojisi; bireyin ana rahmine düşmesinden ölümüne kadar
olan evre içinde çevresel ve genetik etkilerin bir sonucu olarak
davranışlarında, düşüncelerinde, fiziksel ve fizyolojik yapısında ortaya çıkan
değişimleri inceleyen bir psikoloji alanıdır.
Piaget’in “bilişsel
gelişim kuramı
”, Freud’un “psiko-seksüel gelişim kuramı” ve
Erikson’un “psiko-sosyal gelişim kuramı” gelişim psikolojisinin en
bilinen ve kabul gören kuramlarıdır. Şimdi bu kuramlardaki gelişim evreleri ile
burçların sembolize ettikleri gelişim evreleri arasındaki parallelliklere bir
göz atalım:






KOÇ: (0–1,5 yaş) (hedefi=otonomi)

Piaget’nin “duyusal- motor” dönemine karşılık gelir. Bebek, bu aşamada
dış dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullandığından bu
döneme duyusal- motor adı verilmektedir
.
Bu dönemde dürtüsellik ön plandadır.

Bu dönem aynı zamanda Erikson’ın “temel güvene karşı güvensizlik”
evresine karşılık gelir. Bebeğin güven ihtiyacı ön plandadır. Bu dönemde
bebekler, çevrelerindeki dünyaya güvenecekleri ya da güvenemeyeceklerine
ilişkin temel izlenimler edinirler.




BOĞA: (1,5–4 yaş) (hedefi=obje
sabitliği
)


Piaget’nin işlem öncesi döneminin birinci evresi olan kavram öncesi
döneme karşılık gelir. Bu dönemde çocuklar objeleri sadece tek bir özellikleri
açısından sınıflandırılabilirler (Örneğin; renklerine göre sınıflandırma ya da
biçimlerine göre sınıflandırma gibi). Bir özellik bakımından farklı olan
nesnelerin farkını göremezler. Mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim
yollarını kullanamazlar. Tek yönlü düşünürler. Düşüncelerde sabitlik söz
konusudur.


Bu evre aynı zamanda Freud’un anal dönemine karşılık gelir. Çocuk
dışkısını tutmak ve bırakmaktan haz duyar. Önceleri kendiliğinden yapılan
dışkılama, annenin ve çevrenin uyarması ve eğitim yoluyla denetim altına girer.
Bu durum çocukta bir çatışma yaratır. Çatışma, çocuğun kendi eğilimleriyle anne
babanın eğitimi arasındadır. Çocuk bu evrede kendini ve çevreyi kontrol etmeyi
öğrenir. Anne ve baba bu evrede sert ve cezalandırıcı olursa, ileriki yıllarda
çocuk inatçılık, cimrilik gibi anal işlevlere saplantıdan ileri gelen anal
karakter özelliklerine sahip olabilir.




İKİZLER: (4–7 yaş) (hedefi=somut
bilgi
)


Piaget’nin işlem öncesi döneminin ikinci evresi olan sezgisel döneme
karşılık gelir. Bu dönemde dil hızla gelişmekte, yaşantılar yoluyla kazanılan
davranışların sembolleştirilmesine yardım etmektedir. Okuma ve yazma öğrenmek
için uygun bir dönemdir. Ancak çocuklar bu dönemde, nesnenin dikkat çekici
özelliklerine odaklanmakta diğer özelliklerini gözden kaçırmaktadır.


Bu evre aynı zamanda Erikson’ın “girişkenliğe karşı şuçluluk duyma”
evresine karşılık gelir. Çocuğun motor ve dil gelişimi, onun fiziksel ve sosyal çevresini
daha fazla araştırmasına

olanak sağlar.




YENGEÇ: (8–12 yaş) (hedefi=duygusal
güvenlik
)


Bu evre Piaget’nin somut işlemler dönemine karşılık gelir. Somut
işlemler dönemindeki çocuklar benmerkezcilikten uzaklaşırlar. Olayları ve
dünyayı, başkaları açısından da görebilirler. İçebakış (introspeksiyon) ve
empati yetenekleri artar.


Bu evre aynı zamanda Freud’un latent dönemine karşılık gelir. Ödipus
karmaşasının çözüldüğü bu dönem genel olarak cinsel dürtünün etkin olmadığı bir
dönemdir. Latent dönem, gelişim şemasında sıklıkla bir edilgenlik (pasivite)
dönemi olarak düşünülmüştür. Aslında bu dönem, psikoseksüel gelişimde daha önce
kazanılan edinimlerin bütünleştirdiği ve uyumsal işlevin kurulduğu bir
dönemdir.




ASLAN: (13–18 yaş) (hedefi=kimlik,
özgüven
)


Bu dönem Erikson’ın “kimlik kazanmaya karşı rol karmaşaşı” evresine ve
Freud’un genital dönemine karşılık gelir. Ergenlik döneminde “ben kimim?”
sorusu çok önemli hale gelir.


Hızlı fizyolojik değişim içerisindeyken aynı zamanda gelecekteki
eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar verme baskısı, bireyi daha önce
oluşturduğu psiko-sosyal kimliğini gözden geçirmeye zorlar. Bu kimlik arayışı
içerisinde dikkat çekme ve başkaları tarafından onaylanma önem kazanır. Dikkat
çekmek ve başkaları tarafından onaylanmak bireyin özgüven ihtiyacına hizmet
eder. Birey sosyalleşir, arkadaş grupları ile yapılan etkinlikler (gezme,
eğlenme vb.) önem kazanır.




BAŞAK: (19–25 yaş) (hedefi=yetkinlik)

Bireyin yetişkin adayı olduğu bir dönemdir. Birey yeteneklerini
geliştirmeye, yetkinleşmeye başlar. Bu dönemde çalışma hayatına başlaması
muhtemeldir. Önceki dönemlerdeki krizleri sağlıklı olarak atlatmışsa, topluma
faydalı olmak ve hizmet etmek için hazırdır.




TERAZİ: (26–35 yaş) (hedefi=sosyal
bağlılık
)


Bu dönem Erikson’ın “yakınlığa karşı yalıtılmışlık” evresi ile
benzerlik gösterir. Karşı cinsle ilişkilerde sevgi ve bağlılık önem kazanır.
Dostluklar sağlam temeller üzerine oturtulur. Bireyin yaşamında evlilik
konuları ve evlenme önemli bir yer tutar. Erikson’a göre bu dönemdeki krizi
sağlıklı olarak atlatan kişi güvenli bir şekilde sevgiyi alma ve verme gücüne
sahip olur.




AKREP: (36–45 yaş) (hedefi=dönüşüm)

Ortayaş krizi dönemine karşılık gelir. Birey ölüm fikri ile yüzleşmeye
başlar. Ebeveynlerin ölümü muhtemeldir. Zamanın hızla akıp gittiği algılanır.
Birey kendi gölge yanı ile yüzleşmeye daha yatkın bir hale gelir. Kişilik
bütünlüğünün temelleri atılır. Bireyin kimliği stereotipik olmaktan ziyade
otantik olmaya başlar.




YAY: (46–56 yaş) (hedefi=bilgelik)

Elde edilen yaşam tecrübeleri sayesinde bilgeliğin elde edildiği bir
dönemdir. Öğretmek, eğitmek, tavsiye vermek veya danışmanlık yapmak için uygun
bir dönemdir. Bireyin içgörü yeteneği ve muhakeme yeteneği artar ve kendi hayat
felsefesini oluşturur.




OĞLAK: (57–68 yaş) (hedefi=otorite)

Bu dönem Erikson’ın “ego bütünlüğüne karşı umutsuzluk” evresine
karşılık gelir. Birey kendisinin ve hayatın sınırlılıklarını kabul eder. Bunun
yanı sıra, ölüm korkusu ve umutsuzluk duyguları gelişir. Bu dönem, üretken
geçen bir yaşamın sağlamış olduğu doyum ile yıllarını anlamsız geçirmiş olmanın
umutsuzluğu arasındaki çatışmayı ifade eder.




KOVA: (68–80 yaş) (hedefi=perspektif)

Bireyin hayata ve olaylara geniş bir perspektiften baktığı bir
dönemdir. Daha önceki dönemlerde bireyin kimliğini tanımlayan sembollerde
(meslek, roller, statü vb.) bir ayrışma söz konusudur. Birey başkalarının
kendisi hakkında ne düşündüğüne daha az aldırış eder; daha açık sözlü ve
objektif bir hale gelir.




BALIK: (81- …) (hedefi=aşkınlık)

Bireyin zaman ve mekân algısının maksimum düzeye vardığı bir dönemdir.
Bu dönemde bireyin kafa karışıklıkları ile karşı karşıya kalması muhtemeldir.
Eskiden tanıdığı kişilerin muhtemel ölümleri yüzünden tutulan yas ve nihai
olarak izolasyon bu dönemin ana temalarıdır.






NOT: Erikson’ın psiko-sosyal
gelişim modelindeki her evre psiko-sosyal bir kriz potansiyeline sahiptir. Bu
krizler hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara yol açabilir. Birey kendi
kapasitesine ilişkin yeni bir perspektif kazandığında bu krizler farkındalık
kazanma ve büyüme fırsatına dönüştürülebilir. Özellikle çocukluk yıllarındaki
krizler başarılı olarak atlatıldığında, birey daha sonraki evrelerdeki
krizlerle başa çıkma konusunda daha yetkin olacaktır. Bu evrelerden her biri
kendisinden önce gelen evrelerin üzerine inşa edilmekte ve daha sonraki
evreleri şekillendirmektedir.


Erikson’ın gelişim kuramına benzer şekilde, burçlardan her biri
kendisinden önce gelen burçlarla etkileşmekte ve daha karmaşık bir hal
almaktadır. Koç burcundan balık burcuna uzanan yolda; burçların zaman, mekân
algılarında bir genişleme ve farkındalık düzeylerinde de bir artış
oluşmaktadır. Erikson’un psiko-sosyal gelişim evreleri ile burçların sembolize
ettikleri gelişim evreleri arasındaki bir diğer benzerlik ise; her bir burcun
tamamlanması gereken bir görevi ve belirli bir hedefinin olmasıdır.


Özetleyecek olursak; hem psikolojik gelişim evreleri hem de burçların
sembolize ettiği gelişim evreleri: çokboyutlu, gelişimsel ve süreç odaklıdır.
Gelişim psikolojisi kuramları ile astroloji arasındaki bu parallelik son derece
dikkat çekicidir.






“İlerki nesillerde psikoloji literatürü astroloji yardımı olmadan
çalışan psikologlara orta çağda teleskop yardımı olmadan çalışmış olan
astronomlar gözüyle bakacaktır
.”




YAZAN: BARIŞ ÖZKIRIŞ


En son Paper Dragon tarafından Paz Ağus. 15, 2010 9:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : font)
barisozkiris
barisozkiris
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Erkek
Kova Kaplan
Mesaj Sayısı : 33
Yaş : 49
Nerden : istanbul
İş/Hobiler : ASTRO-PSİKOLOJİK DANIŞMAN
Kayıt tarihi : 18/03/10

http://www.barisozkiris.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ Empty Geri: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE ASTROLOJİ

Mesaj tarafından Misafir Perş. Mart 18, 2010 9:38 pm

barisozkiris demiş ki:Astroloji-psikoloji kardeşliği” isimli yazımda; astroloji ve psikoloji kuramları arasındaki paralelliklere Jung’un kişilik tiplerinden ve Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinden örnekler vermiştim. Bu yazımda ise; gelişim psikolojisi ile astroloji arasındaki paralelliklere dikkat çekmek istiyorum. Gelişim psikolojisi; bireyin ana rahmine düşmesinden ölümüne kadar olan evre içinde çevresel ve genetik etkilerin bir sonucu olarak davranışlarında, düşüncelerinde, fiziksel ve fizyolojik yapısında ortaya çıkan değişimleri inceleyen bir psikoloji alanıdır. Piaget’in “bilişsel gelişim kuramı”, Freud’un “psiko-seksüel gelişim kuramı” ve Erikson’un “psiko-sosyal gelişim kuramı” gelişim psikolojisinin en bilinen ve kabul gören kuramlarıdır. Şimdi bu kuramlardaki gelişim evreleri ile burçların sembolize ettikleri gelişim evreleri arasındaki parallelliklere bir göz atalım:





KOÇ: (0–1,5 yaş) (hedefi=otonomi)

Piaget’nin “duyusal- motor” dönemine karşılık gelir. Bebek, bu aşamada dış dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullandığından bu döneme duyusal- motor adı verilmektedir. Bu dönemde dürtüsellik ön plandadır.

Bu dönem aynı zamanda Erikson’ın “temel güvene karşı güvensizlik” evresine karşılık gelir. Bebeğin güven ihtiyacı ön plandadır. Bu dönemde bebekler, çevrelerindeki dünyaya güvenecekleri ya da güvenemeyeceklerine ilişkin temel izlenimler edinirler.



BOĞA: (1,5–4 yaş) (hedefi=obje sabitliği)

Piaget’nin işlem öncesi döneminin birinci evresi olan kavram öncesi döneme karşılık gelir. Bu dönemde çocuklar objeleri sadece tek bir özellikleri açısından sınıflandırılabilirler (Örneğin; renklerine göre sınıflandırma ya da biçimlerine göre sınıflandırma gibi). Bir özellik bakımından farklı olan nesnelerin farkını göremezler. Mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Tek yönlü düşünürler. Düşüncelerde sabitlik söz konusudur.

Bu evre aynı zamanda Freud’un anal dönemine karşılık gelir. Çocuk dışkısını tutmak ve bırakmaktan haz duyar. Önceleri kendiliğinden yapılan dışkılama, annenin ve çevrenin uyarması ve eğitim yoluyla denetim altına girer. Bu durum çocukta bir çatışma yaratır. Çatışma, çocuğun kendi eğilimleriyle anne babanın eğitimi arasındadır. Çocuk bu evrede kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. Anne ve baba bu evrede sert ve cezalandırıcı olursa, ileriki yıllarda çocuk inatçılık, cimrilik gibi anal işlevlere saplantıdan ileri gelen anal karakter özelliklerine sahip olabilir.



İKİZLER: (4–7 yaş) (hedefi=somut bilgi)

Piaget’nin işlem öncesi döneminin ikinci evresi olan sezgisel döneme karşılık gelir. Bu dönemde dil hızla gelişmekte, yaşantılar yoluyla kazanılan davranışların sembolleştirilmesine yardım etmektedir. Okuma ve yazma öğrenmek için uygun bir dönemdir. Ancak çocuklar bu dönemde, nesnenin dikkat çekici özelliklerine odaklanmakta diğer özelliklerini gözden kaçırmaktadır.

Bu evre aynı zamanda Erikson’ın “girişkenliğe karşı şuçluluk duyma” evresine karşılık gelir. Çocuğun motor ve dil gelişimi, onun fiziksel ve sosyal çevresini daha fazla araştırmasına
olanak sağlar.




YENGEÇ: (8–12 yaş) (hedefi=duygusal güvenlik)

Bu evre Piaget’nin somut işlemler dönemine karşılık gelir. Somut işlemler dönemindeki çocuklar benmerkezcilikten uzaklaşırlar. Olayları ve dünyayı, başkaları açısından da görebilirler. İçebakış (introspeksiyon) ve empati yetenekleri artar.

Bu evre aynı zamanda Freud’un latent dönemine karşılık gelir. Ödipus karmaşasının çözüldüğü bu dönem genel olarak cinsel dürtünün etkin olmadığı bir dönemdir. Latent dönem, gelişim şemasında sıklıkla bir edilgenlik (pasivite) dönemi olarak düşünülmüştür. Aslında bu dönem, psikoseksüel gelişimde daha önce kazanılan edinimlerin bütünleştirdiği ve uyumsal işlevin kurulduğu bir dönemdir.



ASLAN: (13–18 yaş) (hedefi=kimlik, özgüven)

Bu dönem Erikson’ın “kimlik kazanmaya karşı rol karmaşaşı” evresine ve Freud’un genital dönemine karşılık gelir. Ergenlik döneminde “ben kimim?” sorusu çok önemli hale gelir.

Hızlı fizyolojik değişim içerisindeyken aynı zamanda gelecekteki eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar verme baskısı, bireyi daha önce oluşturduğu psiko-sosyal kimliğini gözden geçirmeye zorlar. Bu kimlik arayışı içerisinde dikkat çekme ve başkaları tarafından onaylanma önem kazanır. Dikkat çekmek ve başkaları tarafından onaylanmak bireyin özgüven ihtiyacına hizmet eder. Birey sosyalleşir, arkadaş grupları ile yapılan etkinlikler (gezme, eğlenme vb.) önem kazanır.



BAŞAK: (19–25 yaş) (hedefi=yetkinlik)

Bireyin yetişkin adayı olduğu bir dönemdir. Birey yeteneklerini geliştirmeye, yetkinleşmeye başlar. Bu dönemde çalışma hayatına başlaması muhtemeldir. Önceki dönemlerdeki krizleri sağlıklı olarak atlatmışsa, topluma faydalı olmak ve hizmet etmek için hazırdır.



TERAZİ: (26–35 yaş) (hedefi=sosyal bağlılık)

Bu dönem Erikson’ın “yakınlığa karşı yalıtılmışlık” evresi ile benzerlik gösterir. Karşı cinsle ilişkilerde sevgi ve bağlılık önem kazanır. Dostluklar sağlam temeller üzerine oturtulur. Bireyin yaşamında evlilik konuları ve evlenme önemli bir yer tutar. Erikson’a göre bu dönemdeki krizi sağlıklı olarak atlatan kişi güvenli bir şekilde sevgiyi alma ve verme gücüne sahip olur.



AKREP: (36–45 yaş) (hedefi=dönüşüm)

Ortayaş krizi dönemine karşılık gelir. Birey ölüm fikri ile yüzleşmeye başlar. Ebeveynlerin ölümü muhtemeldir. Zamanın hızla akıp gittiği algılanır. Birey kendi gölge yanı ile yüzleşmeye daha yatkın bir hale gelir. Kişilik bütünlüğünün temelleri atılır. Bireyin kimliği stereotipik olmaktan ziyade otantik olmaya başlar.



YAY: (46–56 yaş) (hedefi=bilgelik)

Elde edilen yaşam tecrübeleri sayesinde bilgeliğin elde edildiği bir dönemdir. Öğretmek, eğitmek, tavsiye vermek veya danışmanlık yapmak için uygun bir dönemdir. Bireyin içgörü yeteneği ve muhakeme yeteneği artar ve kendi hayat felsefesini oluşturur.



OĞLAK: (57–68 yaş) (hedefi=otorite)

Bu dönem Erikson’ın “ego bütünlüğüne karşı umutsuzluk” evresine karşılık gelir. Birey kendisinin ve hayatın sınırlılıklarını kabul eder. Bunun yanı sıra, ölüm korkusu ve umutsuzluk duyguları gelişir. Bu dönem, üretken geçen bir yaşamın sağlamış olduğu doyum ile yıllarını anlamsız geçirmiş olmanın umutsuzluğu arasındaki çatışmayı ifade eder.



KOVA: (68–80 yaş) (hedefi=perspektif)

Bireyin hayata ve olaylara geniş bir perspektiften baktığı bir dönemdir. Daha önceki dönemlerde bireyin kimliğini tanımlayan sembollerde (meslek, roller, statü vb.) bir ayrışma söz konusudur. Birey başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğüne daha az aldırış eder; daha açık sözlü ve objektif bir hale gelir.



BALIK: (81- …) (hedefi=aşkınlık)

Bireyin zaman ve mekân algısının maksimum düzeye vardığı bir dönemdir. Bu dönemde bireyin kafa karışıklıkları ile karşı karşıya kalması muhtemeldir. Eskiden tanıdığı kişilerin muhtemel ölümleri yüzünden tutulan yas ve nihai olarak izolasyon bu dönemin ana temalarıdır.





NOT: Erikson’ın psiko-sosyal gelişim modelindeki her evre psiko-sosyal bir kriz potansiyeline sahiptir. Bu krizler hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara yol açabilir. Birey kendi kapasitesine ilişkin yeni bir perspektif kazandığında bu krizler farkındalık kazanma ve büyüme fırsatına dönüştürülebilir. Özellikle çocukluk yıllarındaki krizler başarılı olarak atlatıldığında, birey daha sonraki evrelerdeki krizlerle başa çıkma konusunda daha yetkin olacaktır. Bu evrelerden her biri kendisinden önce gelen evrelerin üzerine inşa edilmekte ve daha sonraki evreleri şekillendirmektedir.

Erikson’ın gelişim kuramına benzer şekilde, burçlardan her biri kendisinden önce gelen burçlarla etkileşmekte ve daha karmaşık bir hal almaktadır. Koç burcundan balık burcuna uzanan yolda; burçların zaman, mekân algılarında bir genişleme ve farkındalık düzeylerinde de bir artış oluşmaktadır. Erikson’un psiko-sosyal gelişim evreleri ile burçların sembolize ettikleri gelişim evreleri arasındaki bir diğer benzerlik ise; her bir burcun tamamlanması gereken bir görevi ve belirli bir hedefinin olmasıdır.

Özetleyecek olursak; hem psikolojik gelişim evreleri hem de burçların sembolize ettiği gelişim evreleri: çokboyutlu, gelişimsel ve süreç odaklıdır. Gelişim psikolojisi kuramları ile astroloji arasındaki bu parallelik son derece dikkat çekicidir.





“İlerki nesillerde psikoloji literatürü astroloji yardımı olmadan çalışan psikologlara orta çağda teleskop yardımı olmadan çalışmış olan astronomlar gözüyle bakacaktır.”



YAZAN: BARIŞ ÖZKIRIŞ


faydalı paylasımlarınz için teskkurler barisozkiris:)

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz